Terapistle Duygusal Bağ Kurmak veya Arkadaş Olmak Mümkün müdür?
Birçok insan tanıdık bir psikolog/ terapist görünce hemen ondan seans ister. Birçok psikolog da öğrenciyken 'İlk hastan/danışanın benim' sözlerini duymuştur. Peki bu doğru mudur? Yani terapist tanıdığı birine terapi verebilir mi? Veya terapi süreci bittikten sonra psikolog ve danışan arasında duygusal herhangi bir bağ kurulabilir mi? Bunların cevabını bu yazıda bulabilirsiniz...
Tanıdıklara terapi yapmak etik olarak doğru değildir. Önceden tanınan bireylere karşı ister istemez bir ön yargı vardır. Ön yargı olumlu yönde de olumsuz yönde de olabilmektedir. Örneğin arkadaşla yapılacak bir terapide tarafsız gözle bakmak pek mümkün değildir. İster istemez kişi arkadaşını savunur. İnsan doğası gereği tanıdıklarına olumlu veya olumsuz yargılara sahiptir. Terapide bir profesyonellik göstergesi olan tarafsızlık bu durumda zarar görebilir. Bu da terapiyi olumsuz yönde etkiler. Çünkü terapinin en önemli amaçlarından birisi danışana iyi gelebilmektir.
Terapiden sonra duygusal bağlar konusuna gelinince, bunun da pek mümkün olmadığı söylenebilir. Bunun sebebini kısaca şöyle açıklamak mümkündür; terapinin o süreçte bitmiş olması danışanın tekrardan terapiye ihtiyaç duymayacağı anlamına gelmez. İnsan sürekli değişim içinde olan bir varlıktır. Gelecek süreçlerde terapiye ihtiyaç duyabilir. Terapiden sonra danışan-danışman bağından farklı bir bağ kurulursa gelecekte danışanın sorunları olduğunda terapistiyle bunu çözemez. Bu durumda, öyleyse başka terapiste de yönelebilir düşüncesi akıllara gelebilir. Fakat durum böyle değildir. Bazen, birey uyum sağladığı ve çözüme ulaştığı kişiyle devam etmelidir. Yeniden birine güvenmek, kişinin en özelini anlatması genellikle zordur. Bu sebepten ötürü danışan ve danışman arasındaki bağ sabit kalmalıdır. Bunlara ek olarak arkadaşlık, sevgililik karşılıklı duygu ve düşünce paylaşımını gerektirmektedir. Fakat terapi böyle değildir. Tek yönlüdür. Danışan kendi düşüncelerini, duygularını, hayatını paylaşır. Fakat terapist danaşanına bunları paylaşmamalıdır. Terapide daha profesyonel bir ilişki olmalıdır.
Sonuç olarak, terapistin ve danışanın terapi önceside vea sonrasında herhangi duygusal bir bağı olmamalıdır. Bu bağlarla terapi yapmak veya terapiden sonra bu bağları kurmak iki taraf açısından da profesyonelce veya yararlı değildir. Bu sebeplerden ötürü etik de değildir.