Bir Düğmeye Basarak İnsanları Öldürür müydünüz?

Bir Düğmeye Basarak İnsanları Öldürür müydünüz?

Milgram Deneyi Işığında Otoriteye İtaat ve Günümüz Toplumu

“Ben sadece emirleri uyguluyordum.”
Tarihte bu cümleyle savunulan sayısız zulüm var. Ama insan neden otoriteye körü körüne itaat eder? Bu soru 1961 yılında psikolog Stanley Milgram’ın aklını kurcalıyordu.

Yaptığı deney oldukça basitti ama sonuçları sarsıcıydı: Katılımcılara, karşı odada bulunan bir kişiye her yanlış cevapta elektrik şoku vermeleri söylendi. (Tabii ki bu kişi bir oyuncuydu ve gerçek bir şok yoktu.)
Katılımcılar, “lütfen devam edin” gibi basit cümlelerle yönlendirildikçe, karşıdan acı içinde bağıran kişiye rağmen şok vermeye devam ettiler. katılımcıların %65’i, en yüksek volt olan ölümcül düzeye kadar gitti. Yani 100 kişiden 65'i basit otorite karşısında bile birinin ölümüne sebep olabiliyor.


Peki Bugün Ne Değişti?

Bugün kimse bize “şok ver” demiyor belki. Ama sosyal medyada linç kültürüne katılmamız, bir gruba ait olmak için başkalarını dışlamamız, “böyle yapmalısın” diyenlere sorgusuzca uymamız... Tüm bunlar da modern itaat biçimleri.

Özellikle gençlerde sosyal medyadaki “doğruya uyma” baskısı çok yüksek. Kendi düşüncesiyle değil, “beğenilen düşünceyle” hareket etme eğilimi yaygınlaşıyor. Bu, bireyselliğin değil, sürü psikolojisinin öne çıktığı bir ortam yaratıyor. Herkesin doğru dediğine yanlış demek veya kabul etmemek zorlayıcı gibi görünebiliyor.

Milgram deneyinin üzerinden 60 yıldan fazla geçti ama içimizdeki itaat eğilimi hâlâ bizimle.
Soru şu: Kendi değerlerinizle mi yaşıyorsunuz, yoksa biri söylediği için mi öyle davranıyorsunuz?
İtaat bazen kolay bir yoldur; ama vicdan, kolay yollardan hoşlanmaz.

🧠 Sen de Anlaşılmak İstiyorsan...

Ben Psikolog İrem Uzun. İnsanların etiketlenmeden, yargılanmadan kendilerini ifade edebildikleri bir alan yaratmak için buradayım. Psikolojik destek almak bir zayıflık değil, bir cesarettir.
Eğer sen de kendini daha yakından tanımak, yaşadığın duyguların kökenine inmek ve sağlıklı adımlar atmak istiyorsan, birlikte çalışabiliriz.

📩Bireysel terapi süreci hakkında bilgi almak veya ilk seans için randevu oluşturmak istersen benimle iletişime geçebilirsin.

📩[email protected]

Read more

Kaygı Bozuklukları Sandığınızdan Daha Yaygın – Ve Tedavi Edilebilir!

Kaygı Bozuklukları Sandığınızdan Daha Yaygın – Ve Tedavi Edilebilir!

Gün içinde sebepsiz yere kalbiniz hızla mı çarpıyor? Sürekli kötü bir şey olacakmış gibi mi hissediyorsunuz? Aklınızdan endişe verici düşünceler geçip duruyor ama susturamıyor musunuz? Eğer bu sorular size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. Çünkü kaygı bozuklukları, günümüzde en sık görülen psikolojik sorunlardan biri. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her

By İrem Uzun
Bilişsel Çarpıtmalar: Düşünceleriniz Size Tuzak Kuruyor Olabilir

Bilişsel Çarpıtmalar: Düşünceleriniz Size Tuzak Kuruyor Olabilir

Gün içinde zihninizden geçen düşüncelere ne kadar önem veriyorsunuz ve güveniyorsunuz? Peki ya düşündüğünüz her şeyin tam olarak gerçeği yansıtmayabileceğini söylesem? Hepimiz zaman zaman olayları olduğundan kötü, abartılı veya yanlış şekillerde değerlendirebiliriz. Bu düşünce hatalarına psikolojide “bilişsel çarpıtmalar” diyoruz. Bilişsel çarpıtmalar, gerçekliği çarpıtılmış bir biçimde algılamamıza neden olur. Üstelik bu

By İrem Uzun
Beni Tanımadan Beni Neden Yargılıyorsun?

Beni Tanımadan Beni Neden Yargılıyorsun?

Psikolojik Etiketleme, Önyargı ve Rosenhan Deneyi Üzerine Bir Bakış Günlük hayatta bir kişiye “dengesiz”, “depresif”, “takıntılı” gibi etiketler yapıştırmak kolaydır. Hele konu psikolojik sorunlarsa, çoğu insan anlamaya çalışmak yerine yargılamayı tercih eder. Nasıl varolduğu, ne derecede olduğu, etkilerinin ne olduğu gibi soruları genellikle sormazlar. yargılamalar da etiketlere dönüşür. Peki, bu

By İrem Uzun